KADIKÖY .......... SULH HUKUK MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’NE
DOSYA NO : 2005/ 1309E
DAVALILAR : 1- XXXXXXXXXX XXXXX
2- XXXXX XXXXXX
VEKİLLERİ : AV. XXXXXX XXXXXX
( Adres Antettedir)
KONUSU : Davaya süresi içinde yanıtlarımız ve davanın esastan REDDİ talebimiz.
I- DAVANIN ESASI HAKKINDA YANITLARMIZ
1- DAVAYA KONU 56 NOLU APARTMANDA MÜVEKKİLLERİN DURUMU
VE UYUŞMAZLIK KONUSU :
Müvekkillerimin dava dilekçesinde belirtilen adreste , Suadiye gibi nezih bir semtte , Kaptan Arif caddesindeki 56 nolu apartmanda ikamet ettikleri doğrudur.
Müvekkillerimden birisi Türkiye’nin zamanında önemli futbolcularından biri olmuş şu anda da gazetecilik yapan Hayri Ülgen olup, kendisine ait 8 numaralı dairede eşiyle beraber yaklaşık 8 yıldır oturmaktadır. Bugüne kadar kimseye hiçbir komşuluk hukukuna aykırı davranışa girmemişler , modern hayatın getirdiği uygar bir şekilde yaşamaya devam eden insanlardır. Bu müvekkilimin sahip olduğu köpek ömrünün son yıllarına gelmiş , 10 yaşlarında , tüm aşıları yapılmış , karnesi mevcut dosyaya ekli olarak da fotoğrafları sunulan Lassie cinsi uysal köpektir.
Diğer müvekkilimin kendisi dekoratör olup muhasebeci eşi ve balet olan oğluyla aynı apartmanda 12 nolu dairede oturmaktadır. Onlar da aynı şekilde bu apartmanda tüm vecibelerini yerine getirerek ve kimseye komşuluk hukukuna aykırı bir tartışmaya girmeden Nisan 2005 tarihinden itibaren oturmaktadırlar. Bu müvekkilimin sahip olduğu köpek ise yine ömrünün son yıllarına gelmiş , bakıma muhtaç 11 yaşında terrier cinsi , aşı karneleri muntazaman yapılan ,veteriner kontrolünde , sesi bile doğru düzgün çıkmayan uysal başka bir köpektir.
EK 1 : Uyuşmazlığa neden olan köpeklerin fotoğrafları
EK 2 : Köpeklerin aşı karneleri , veteriner kontrolleri
Davacı tarafından açılan tüm dava konusunu esas görünüşte ömürlerinin sonuna gelmiş olan bu köpekler oluştursa da dosyaya sunacağımız delillerden ve dinleteceğimiz tanıklardan da anlaşılacağı üzere , bu tip davalarda her zaman olduğu gibi davanın esas konusu arka planda yatan çok farklı nedenleri oluşturmaktadır. Gerçek neden göz ardı edilip , konu suçsuz masum hayvanların üzerine yıkılmak istenmektedir.
2- DAVANIN HUKUKSAL OLARAK REDDİNİ GEREKTİREN NEDENLER :
A ) 5199 sayılı HAYVANLARI KORUMA KANUNU
Haziran 2004 yılında yürürlüğe TBMM ‘den onaylanarak ve sayın Cumhurbaşkanı’nın imzasıyla bugüne kadar Türkiye’de pek uygulaması olmayan Hayvanları Koruma Kanunu yürürlüğe girmiştir. Yapılan çeşitli uluslararası sözleşmeler ve pratik ihtiyacın doğurduğu zorunlu ihtiyaçlar böyle bir yasanın çıkmasını zorunlu kılmıştır. Bu yasada korunan yarar aslında HAYVAN SEVERLERİN DEĞİL , HAYVANLARIN HAKLARIDIR. Yasa koyucu onların da her şeyden önce bir hakkı olduğunu kabul etmiştir.
Adı geçen yasanın 5. maddesinin son fıkrası aynen şöyle demektedir. :
“Ev ve süs hayvanları ile kontrollü hayvanlardan, doğal yaşama ortamlarına tekrar uyum sağlayamayacak durumda olanlar terk edilemez”
Görüldüğü üzere yeni yasa açıkça ve net olarak yaşama ortamlarına tekrar uyum sağlayamayacak olan hayvanların terk edilemeyeceğine dair amir hüküm koymuştur. Hatta bu yasanın emredici hükmüne aykırı hareket edenlere karşı para cezası ile yaptırımlandırılmıştır. Davaya neden olduğu iddia edilen köpekler 10 yaşlarını geçmiştir. Bir köpeğin ortalama ömrü en iyi koşullarda 13-15 yılı zor geçmektedir. Hele bu cins köpeklerin ömrü daha da azdır. Ömrünün sonuna gelmiş , sokağa tekrar salınsa ya da barınakların vahşi ortamlarına bırakılsa en fazla bir hafta dayanabilecek , bağışıklık sistemleri bile doğaya tekrar uyum sağlayamayacak derecede yok olmuş hayvanları sahiplerinden ayırmak için dava açmak ve bunların dava konusu olduğunu söylemek öncelikle hukuka ve merhamet duygularına aykırıdır. Tabi burada esas güdülen amaç köpeklerin tahliyesinden çok onlara yıllarca kucak açmış sahiplerinin bu dava nedeniyle kendilerinin evlerini terk etmeleri olduğu olayın her zaman rastladığımız traji komik yanıdır.
Kaldıki , evde beslenen hayvan sayısı keşif sırasında da görüleceği üzere bir adettir. Bazı fanatik hayvan severlerin yaptığı gibi evde 40-50 kedi ya da köpek besleme gibi bir durum söz konusu da değildir.
Ortada açık yasa maddesi varken kimseye rahatsızlık vermeyen iki yaşlı hayvanı terk etmek yasaya göre de zaten suçtur.
EK 3 : 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu
B ) APARTMAN YÖNETİM SÖZLEŞMESİNDE EVCİL HAYVAN BESLENEMEZ ŞEKLİNDE BİR MADDE YOKTUR.
Sayın mahkemece ekli olarak apartman yönetim sözleşmesi incelendiğinde görüleceği üzere apartman yönetim sözleşmesinde evlerde evcil hayvan beslenemez yönünde bir hüküm yoktur. Evden hayvanların tahliyesini isteyenlerin madem böyle bir hassasiyeti vardır , o zaman ev satın almadan önce ilgilisine açık olan tapu sicil müdürlüğüne gidip oradaki yönetim sözleşmesini incelemesi gerekir , böyle bir madde yoksa ev satın almaması gerekirdi.
Davacı tarafın imza altına almaya çalıştığı apartman karar defterinin bu konuda hiçbir etkisi yoktur. Çünkü öncelikle adı geçen toplantı usulüne göre yapılmamış , kat maliklerine usulüne uygun tebligat yapılmamış , toplantı başlamadan toplantıya katılanların isimleri defterde kayıt altına alınmamıştır. Kat mülkiyeti yasasına göre toplantı öncelikle usulüne uygun olarak yapılmadığı için geçersizdir. Öte yandan adı geçen karar defterinde imza atan kişilerin çoğu toplantıya da katılmamış , defterde boş yer açılmış daha sonra ( bir çok apartman toplantısında yapılıdığı gibi ) elde dolaştırılarak altı imza altına alınmaya çalışılmıştır. Karar defterine imza atanların ( bunların bir kısmı tanık olacaktır) defterin altını imzaladıklarında apartman bahçesindeki ağaçların dahi kesilmesi için imza attıklarının sonradan farkına varmışlardır. Zaten 20/9/2005 tarihli karar defterinde oy birliği dahi sağlanamamış bulunmaktadır. Apartman yönetim sözleşmesinde bu yönde dahi karar yokken karar defterinde böyle bir karar alıp alelacele “tahliye” istemek öncelikle hukuka aykırıdır. O takdirde herkes Kat mülkiyeti yasasının ilgili hükmüne dayanarak ,müzik sesinin sonuna kadar açılmasından , halı silkelemeye kadar bir çok durum için tahliye kararı alabilirdi. Davacı yönetici olan tarafın zaten yönetime seçilme nedeni , müvekkillerimin tahliye edilme arzusunu yerine getirmektir. Çok ilginçtir aynı tarihlerde yönetime seçilmiş , hemen arkasından işbu huzurdaki davayı açmıştır.
8 yıldır o dairede köpek vardır ve bugüne kadar şikayet söz konusu olmamışken birden bu davanın bu şekliyle açılmasını sayın mahkemenin takdirine sunuyoruz.
Ek 3a : Apartman Yönetim Sözleşmesi
c ) TÜRKİYE 2003/6168 Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin Onaylanması Hakkında Karar sayılı uluslararası yasaya İMZA ATMIŞTIR.
15.7.2003 tarihli EV HAYVANLARININ KORUNMASINA DAİR AVRUPA SÖZLEŞMESİNİN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞU HAKKINDA KANUN sayılı uluslararası yasaya Türkiye 28.08.2003 tarihinde imza atmış ve bu sözleşme yürürlüğe girmiştir. Yasanın altında tüm hükümet üyelerinin , cumhurbaşkanının imzası vardır. Resmi gazetede yayınlanmıştır. Bu yasanın 3. maddesi kimsenin ev hayvanını terk edemeyeceğini hüküm altına almıştır. Öte yandan bu yasanın bizi ilgilendiren teknik hukuki yanı 1982 Anayasamızın 90/son fıkrasına göre uluslararası sözleşmeler yasa hükmünde olduğu yönündeki ifadesidir.
EK 4: 2003/6168 Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin Onaylanması Hakkında Karar (RESMİ GAZETE ÖRNEĞİ )
1982 ANAYASASI MADDE 90/SON :
“Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası anlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında anayasaya aykırılık iddiası ile anayasa mahkemesine başvurulamaz”
Dolayısıyla bu yasaların TBMM’mizden çıkmış yasalardan bir farkı yoktur.
Hem bir yandan böyle uluslararası sözleşmeye devletimiz taraf olmakta , diğer yandan da gerçek kişilerce bunun aksi kararlaştırılmaya çalışılmaktadır.
d) KONU HAKKINDA YARGITAY KARARLARI MAHKEME KARARLARI :
Davacı taraf konuyla ilgili Yargıtay kararları olduğunu söylemektedir. Doğrudur. Ancak Yargıtay 18. hukuk dairesinin aksi yönde emsal teşkil edebilecek gerekçeli kararları da vardır. Sayın mahkemeye biz de bu kararı sunuyoruz. Özellikle gerekçe bölümü benzer davalarda da yol gösterici olarak kullanılmalıdır.
KARAR ÖZETİ :
“Yönetim planında köpek beslenmesi konusunda bir yasak bulunmadığına göre Kat Mülkiyeti Kanununun 18. maddesinin 1. fıkrasında yazılı "rahatsız etmeme" koşulunun kanıtlanması gerekir. Köpek, evcil bir hayvan olup günümüzde bir çok ailenin beslediği hayvanlardandır. O nedenle köpeğin bizatihi varlığının rahatsız edici bir unsur olarak kabulü mümkün değildir.”
EK 5: Y .18.HD 1992/13261e ve 1993/1653K sayılı kararı
Ayrıca Yargıtayın son yıllarda benzer konularda vermiş olduğu köpeklerin evden tahliye edilmemesine dair vermiş olduğu ONAMA kararlarını da sayın mahkemeye fikir vermesi açısından sunuyoruz.
EK 6: Istanbul 4 Sulh Hukuk mahkemesinin 1998/ 603E ve 1999/832K sayılı kararı ve Yargıtay onama kararı
E) DOKTRİNDE BU KONU İLE İLGİLİ BİLİMSEL YAZILAR
Yukarıdaki hukuki dayanakları destekler mahiyette olmak üzere Kat mülkiyeti konusunda uzman bir hukukçu olan sayın Mustafa Reşit Karahasan’a göre :
“Yönetim planına konan yasak hüküm ile MK md 661/II hükmünün örtüştüğü söz götürmez. Öyleyse yönetim planında hayvan beslemenin yasaklanması, başlı başlına hayvanın apartmandan atılmasının dayanağı yapılamaz. Böyle bir uyuşmazlıkta hakim, örneğin bağımsız bölümde beslenen köpeğin komşuları rahatsız edip etmediği, çevreyi kirletip kirletmediği konuları araştırmalı, soruşturma sonucu böyle bir durum olmadığı kanısına varırsa davayı reddetmelidir.Üstelik hoşgörü sınırlarını aşan rahatsızlık söz konusu ise, bunun önlenmesi olanağı bulunup bulunmadığını, gerekirse bilirkişiden alacağı raporu da değerlendirerek çözüme bağlamalıdır.”
“ Bu bilgilerin ışığında belirtelim ki, her ne kadar KMK md.28/II ile yönetim planının kat maliklerince nasıl değiştirilebileceği belirlenmiş ise de, iradeyi gösteren davranışlar ya da irade etkinliğinden biri ile , kat maliklerinin örtülü irade açığa vurması ile de hayvan beslenmesine ilişkin yönetim planında yer almış olan hükmün değiştirilmesine hiçbir engel yoktur.Kat maliklerinden birinin, örneğin köpek beslenmesinin sürekli olduğunu gören ve bilen öteki kat maliklerinin uzun sayılabilecek bir zaman diliminde, bu durumu bildikleri ve gördükleri halde buna karşı koymamış ( ses çıkarmamış , itiraz etmemiş) olmaları kısacası, bu tutumları örtülü (zımni) irade açığa vurmasıdır ki, böylece örneğin köpek beslemeyi onayladıkları, yönetim planının bununla ilgili hükmünün değiştirilmiş olduğu kabul edilmek gerekir. Üstelik yönetim planındaki yasağa karşın, uzunca sayılabilecek bir zaman diliminde ses çıkarmayan, durumu gören ve bilen kat malikleri ( ki KMK md 28/III deki 4/5 ölçüyü bu olasılıkta da uygulanmalıdır) örneğin bağımsız bölümde köpek besleyen kat maliklerinde güven yaratmış olurlar ki, uzun bir süreden sonra, komşuluk hukuk sınırlarını aşmayan, rahatsızlık vermeyen, etrafı kirletmeyen bir hayvanın apartmandan atılmasını istemek , doğruluk ve güven kurallarına ( MK md 2 , KMK md 18/I) tümüyle aykırıdır.
Ek 7 : Bkz. Mustafa Reşit Karahasan ,Mülkiyet ve Kat Mülkiyeti Hukuku, 1999, cilt 3 , sayfa 215vd
Yine aynı şekilde ;
“…şöyle ki , yasa koyucunun mantığında , hayvan beslenmesinin yasaklanacak bir davranış olmadığı yatar; gerçekte de bu yönden yasaklayıcı bir hükme yer verilmemiştir.
Yönetim planın da bir hüküm yoksa , hayvan (özellikle de köpek) beslemenin rahatsız edici olup olmadığı konusunda, her somut olaydaki durum ve koşullara göre gerekirse bilirkişiden de rapor alarak , hakim , hakseverlik ve denkseverlik (M.K. md.4 ) kurallarının ışığın altında, hayvan sevgisinin kökleşmesine olanak da verecek biçimde uyuşmazlığa çözüm bulmalıdır.Önemle belirtelim ki, KMK md 18/1 hükmünün uygulanmasında da gözetilmesi gereken MK md 661 çerçevesinde hayvan beslemeden daha yoğun kapsamlı rahatsızlık vermeden önce, bunun giderilmesi için somut önlemlerin bulunup bulunmadığı , bilirkişi kanalı ile soruşturulup varsa , eş değişle alınacak önlemlerle bu sakıncalar giderilebiliyor ise , işte bu durumda , hakim , gerekli önlemlerin alınarak sakıncaların giderilmesine karar vermekle yetinmektedir; bu bağlamda, eylemin tümden yasaklanması (uğraşın durdurulması, tümden engellenmesi) söz konusu olmamaktadır.Şimdiye kadar kökleşen yargıtay inançların bulduğu bu çözümün, hayvan besleme olayları içinde geçerli olduğunda duraksanamaz. O nedenle, hayvan komşuları rahatsız etmiyor, sahibi kat maliki, apartmanın kirletilmemesi için gerekeni yapıyor, önlemler alıyor, böylece temizliğin ihlal edilmesi gibi bir durum ortaya çıkmıyor ise, hayvanın beslenmesi yasaklanamaz.”
“Şimdiye kadar yapılan açıklamaların ışığında belirtelim ki, salt yönetim planı ile hayvan beslemenin yasaklanması, hayvanın apartmandan atılmasına neden olamaz. Eğer hayvan komşuları rahatsız etmiyor, çevreyi de kirletmiyor ise , yönetim planında yasak hüküm var diye , dışarı atılamaz.”
3-) MAHKEME SONUCU ÇIKABİLECEK OLASI TAHLİYE DURUMUNDA MEYDANA GELECEK DURUM
Sayın mahkemeye şimdiye kadar olayın hukuki olarak reddini gerektiren durumlarını olabildiğince kısa ama net olarak anlatmaya çalıştık. Yine de bir şekilde bahsi geçen ömrünün sonuna geldiği iddia edilen birer köpek için tahliye kararı verildiğinde sayın mahkemece ekli olarak sunduğumuz barınak fotoğraflarına dikkatini çekmek istiyoruz. Bu görüntüler maalesef Türkiye’nin gözlerden ırak bir kanamasıdır. Yerel yetkililer , idari makamlar ise gerekli tedbirleri hiçbir şekilde alamamaktadırlar.
Olası tahliye kararında icra müdürlüğünün bu köpekleri göndereceği yerler işte bu adına barınak adı verilen , nazi kampı koşullarından daha vahim durumda olan , “canların” adeta yaşamaya mahkum edildiği hapishanelerdir.
EK 7 : Istanbul’da görüntüleri çekilmiş barınak fotoğrafları
Bugüne kadar kimseye zararı olmamış olan bu hayvanlar için bu yönde bir talepte bulunmak öncelikle merhamet ilkeleri ile bağdaşmamaktadır. Davalının Türkiye’nin bu gerçeklerini bilmeden bu yönde ısrarlı bir şekilde şifahi ve yazılı olarak “ tahliye “ istemelerinin nedenini de anlamış değiliz.
21.yy’dan gün almaya başladığımız , beton içinde yaşayan insanların kent yaşamının vermiş olduğu sıkıntıyı atlatmak için insanların ev hayvanları beslemesi , hatta bitkilerle uğraşmaları , evlerinin bahçelerinde ağaç dikmeleri onları doğaya daha çok yaklaştırmaktadır. Özellikle büyük kentlerin getirmiş olduğu insanların doğaya yabancılaşmaları onları tüm dünyada olduğu gibi , başkalarının özgürlüğüne zarar vermeden ev hayvanları beslemelerini ihtiyaç haline getirmektedir.
Sayın mahkemeden davanın reddi yönünde alınacak bu yöndeki bir karar ise bizim açımızdan Türkiye’de en azından bu konuda bir zihniyetin değişmesine örnek de teşkil etmesinde basamaklardan birini oluşturacağından bu kadar uzun ve özellikle hukuki dayanaklı bir savunma yapma ihtiyacı duymuş bulunuyoruz. Tekrar ediyoruz burada aslında savunduğumuz hayvan severlerin hakkı değil , hayvanların yaşam hakkıdır. Hatta bir çok kişinin daha “hay..” bile demeden “ ama insanlar varken…” diye her defasında söze başlamalarını bildiğimiz halde.
Uyuşmazlığın çözümlenmesinde özellikle Medeni Kanunumuzun 4. maddesi davanın reddedilmesi yönünde büyük bir destek oluşturacaktır.
HUKUKİ DELİLLER : 5199 sayılı yasa , MK , 1982 Anayasası , 2003/6168 sayılı Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin Onaylanması Hakkında Karar ( uluslararası sözleşme) vs ilgili mevzuat
SOMUT DELİLLER :
1- İhtilafa neden olan köpeklerin sahipleri ile çekilmiş fotoğrafları
( Eklidir )
2- Köpeklerin aşı karneleri , düzenli veteriner kontrolleri ( Eklidir )
3- 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ( Eklidir )
(RESMİ GAZETE ÖRNEĞİ )
4- 2003/6168 Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin Onaylanması Hakkında Karar ( Eklidir )
5- Emsal gerekçeli mahkeme ve yargıtay kararları ( Eklidir )
6- Barınak fotoğrafları ( Eklidir )
7- Mustafa Reşit Karahasan Kat Mülkiyeti Hukuku,açıklamalar
( Eklidir )
8- Apartman yönetim sözleşmesi ( Eklidir )
9- Mahallinde uzman bir veteriner bilirkişi ile yapılacak keşif
10- Bilirkişi incelemesi
11- Tanıklar
12- Vs her tür delil
SONUÇ VE İSTEM :
Yukarıda açıklanan nedenlerle , davanın öncelikle dayanmış olduğumuz hukuki gerekçeler nedeniyle her iki müvekkilim açısından da REDDİNİ ve yargılama giderleri ile karşı vekalet ücretinin davacı yan üzerine karar verilmesini saygılarımla vekaleten arz ve talep ederim. 15.12.2005
DAVALILAR
VEKİLİ
AV. XXXXXXXXXXXXX XXXX
KADIKÖY ..........SULH HUKUK MAHKEMESİ
SAYIN HAKİMLİĞİ’NE ,
DOSYA NO : ........./......
DAVALILAR : 1- XXXXXXXXXX XXXX
2- xxxxxxx xxxxxx
VEKİLLERİ : AV. XXXXXX XXXX
( Adres Antettedir)
KONUSU :Cevaba cevap dilekçemiz ve tanıklarımızın isimlerinin bildirilmesi
AÇIKLAMALAR :
I- CEVABA CEVAP DİLEKÇEMİZ :
1- Hayvan sahibi olmak hayvanın tahliyesini gerektirmez. sayın davacı vekilinin de haklı olarak belirttiği gibi Özellikle ve öncelikle hayvanların insanlara zararının olması gereklidir. Somut olayda her iki hayvanın da yaşı ve cinsi itibarıyla insanları ısırdığı , insanları korkuttuğu , aşılaırının olmadığı , kuduz oldukları ya da ortak alanları kirlettikleri konusunda ne bir şikayet ne de somut resmi bir belge vardır. Olaya sadece “hayvan sahibi” ise suçludur mantığı ile yaklaşmayı hukuk himaye etmez. Hele ki dosya içindeki fotoğraflardan hayvanların fotoğrafları görüldüğünde ( keşif yapılırsa o aşamada da sayın mahkemecede de tesbit edilecktir) davacının iddia ettiği gibi insanlara zarar verebilecek ve rahatsızlık yaratmadıkları görülecektir. Ömrünün sonlarına zaten gelmiş hayvanların ilkokul çocukları ile çekilmiş fotoğrafları varken , onlara zararı olmazken böyle bir iddia da bulunmak olaya teorik olarak yaklaşmak ve fanatik – çılgın hayvansever damgasını yakıştırarak aslında oturdukları evden müvekkillerimi tahliyeye zorlamaktır. Dilekçelerinde bahsedildiği üzere çevreye verilen bir zarar da yoktur.
2- Davaya yanıt dilekçemizin sonunda barodaki sıfatımızın kullanılmasının nedeni çok basittir. Bizler bu tipten davaların Türkiye’de son zamanlarda yğunlaştığın ve hayvan haklarının insan hakları gibi tüm canlıların haklarının ihlal ettiğini düşündüğümüz için baroda böyle bir çalışma grubu ve komisyon kurmaya karar verdik. Ve dava dosyasında da görüleceği üzere verdiğimiz yanıtlar dedikodu ve olan biteni anlatmaya yönelik bu tip davalara verilmiş klasik yanıt dilekçelerinden öte bilimsel veriler , içtihatlar , uluslararası sözleşmelere dayanılarak ve toplumsal gerçekler göz önüne konularak ve bunlara çözüm bulmak amacıyla yapılmış olduğunu vurgulamak içindir. Komisyon olarak barınak gerçeklerini , uluslararası sözleşmeleri hatta 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunun daha iyi hale getirilmesi için üzerinde çalıştığımızı sayın mahkemeye belirtmek içindir. Bunun arkasında artniyet aramayı şahsen anlayamadık.
3- 5199 sayılı yasa 2004 yılı haziran ayında yürürlüğe girmiştir. Davacının iddia ettiği gibi yaygın eğitim programına katılma her ne kadar yasa metninde isabetli olarak belirtilmişse de bunun için altyapı Türkiye çapında kurulmamıştır. Gerekli eğitimi alıp bilinçli kişilerin hayvan sahibi olması ve bakamayınca sokaklara atıp çevre ve insanlar için daha büyük zarar yarattığını biz de kabul ediyoruz. Ancak böyle bir madde var diye ve gerekli altyapı hazırlanmamış olması nedeniyle bunu bahane ederek hayvanları sahiplerinden uzaklaştırmayı talep etmek hukuken korunamaz. O takdirde ülkedeki tüm hayvanların sokağa atılması gerekirdi. Kaldıki bu yasa ile ilgili yönetmelikler de halen çıkmamıştır.
4- Apartman kat malikleri kurulu kararıyla alınmış ve kimi maliklere boş defterin de imzalatılmış olması ile evde beslenen hayvanlar tahliye edilemez. Böyle bir yasa hükmü ya da uygulama yoktur. Belki bu durum için Apartman yönetim sözleşmesine bakılabilir , kaldıki onda da o yönde bir madde olsa dahi modern hukuk hayvanların da tüm canlılar gibi hakkı olduğunu kabul etmekte , daha önceden dosyaya sunduğumuz Yargıtay ve doktrin kararlarında da sunulduğu üzere yönetim planı ile hayvan beslemenin yasaklanması, hayvanın apartmandan atılmasına neden olamayacağıdır. Hatta sayın M Reşit Karahasan “yasa koyucunun mantığında , hayvan beslenmesinin yasaklanacak bir davranış olmadığı yatar; gerçekte de bu yönden yasaklayıcı bir hükme yer verilmemiştir” demektedir. Sayın mahkemeye detaylı olarak yormamak için daha önceden sunduğumuz kararları ve görüşleri burada tekrar zikretmiyoruz.
II- TANIK LİSTEMİZ :
1- İsim
Adres...
2-İsim
Adres
Tanıklarımız her iki davacının apartman içinde davacılarımın köpeklerinden şikayetçi olmadıkları , köpeklerin seslerinin çıkmadığı komşuluk hukukuna aykırı hareketlerinin olmadığı yönünde bulunacaklardır.
4. tanığımız ...............bu daireyi satım işlerinde o bölgede devamlı çalışan bir emlakçı olup davacı olan apartman yöneticisinin , 2.müvekkilim olan ......... hakkında defalarca kendisine telefon edip şikayet ettiği , çok gürültü yapıp , her tarafı kırıp döktüklerinin kendisine bildirildiği yaptığı inceleme sonucunda aslında müvekkilimin hiçbir kusuru bulunmadığı konusunda beyanda bulunacaktır.
Son tanığımız .......... ise ............... adlı müvekkilimin evsahibinin oğlu olup yapılan şikayet üzerine daireye kontrole geldiğini , kendisine apartman yöneticisi tarafından “daha fazla kirayla ben size kiracı bulurum, bunları çıkarın” yönünde beyanları ve şikayetleri hususunda bildikleri konusunda tanıklık yapacaktır.
2- Öte yandan sayın mahkmeye daha iyi fikir vermesi açısından 1.müvekkilim ............. hakkında da bu dosyaya bilgi sunuyoruz. Kendisi defalarca hem futbol oynadığı yıllarda hem de halen gazetecilik yaptığı bugünlerde müteadit defalar almış olduoğu “FAIR PLAY” ( en efendi insan ) ödülleridir. Kendisi dava dilekçesinde anlatıldığı gibi komşuluk ilişkilerine saygı göstermeyecek bir yapıda değildir. Sayın mahkemeye bilgisi olması açısından hakkında verilen fair play ödüllerinden ve gazetelerde gerçek hayatta kendisinin ne kadar centilmen birisi olduğuna dair defalarca çıkan kimi yazılardan ve ödüllerinden dosyaya ibraz ediyoruz.
Davacıların müvvekkilerim hakkında sadece başka komşuluk nedenlerinden dolayı husumetin , besledikleri hayvanlara yöneltimesi bu belgeler bile zaten ortadan kaldırmaktadır. 03.03.2006
EK : Müvekkilim ............... ‘e verilmiş bir çok fair play ödülü ve gazetelerde hakkında çıkmış yazılar.
DAVALILAR
VEKİLİ
AV. .....................
|